31 Aralık 2007 Pazartesi

2.TARTI ZAMANI

Herkesin bildiği gibi 15 Kasım da tartıldık ve 31 aralıka kadar tartılmayacaz diye söz vermiştik.Ve o gün nihayetinde geldi çattı...Bizler bugün heyecanla tartıldık.peki ya sizler tartıldınız mı?Hadi bakalım herkes rahatlıkla bugün tartılsın:))Kilolarını bizlerle paylaşmak isteyen arkadaslar bizlere dkzkardesligi@gmail.com adresinden mail atabilir.

Veee 3.tartı zamanı 1 şubat.....Bugün tartıldıkta sonra 1 şubata kadar tartılmayacaz...

Bugün 2007 nin son günü...Dkzgrubu olarak herkesin yeni yılını en içten dileklerimizle kutluyoruz.Umarız 2008 sevdiklerinizle,mutlu,sağlıklı,başarılı,paralı bir yıl olur.

Şimdi aşağıda bugünkü tartı sonuçlarımızı veriyorum.Dediğim gibi katılmak isteyenler geç kalmadı hala bize ulaşabilirsiniz :)


Arzu: Başlangıç:88 Şu An:85 İdeal Kilo:60

Seçil : Başlangıç:71,2 Şu An:72,3 İdeal Kilosu: 60

Tubikko :Başlangıç: 67 Şu An:67,5 İdeal Kilosu: 57

Bıcır : Başlangıç:77,5 Şu An:79 İdeal Kilosu : 56

Biyonik Kedi : Başlangıç:68,3 Şu An:69,7 İdeal Kilosu : 60


58li : Başlangıç: 71,5 Şu An: 70 İdeal Kilosu:64

Burchak: Başlangıç: 71 Şu an:70 İdeal Kilosu :55

Fato04: Başlangıç:82 Şu an:80,2 İdeal Kilosu: 58

Zümrüt:Başlangıç:59 Şu An:58 İdeal Kilosu: 52

Virago: Başlangıç: 75 Şu An: 72 İdeal Kilosu:60

Ays_as : Başlangıç: 56,5 İdeal Kilosu: 50

Arıpetek : Başlangıç: 60 İdeal Kilosu: 52

Reyhan:Başlangıç:96,6 İdela kilo:55

Jealousx: Başlangıç:78 İdeal Kilo:57

28 Aralık 2007 Cuma

NERDE YANLIŞ YAPIYORUZ?

Ülkemizde ve tüm dünya da popüler olan bir kitap var herkes ondan bahsediyor.. SIR...The secret...Yani çekim yasası..Benimde ilgilendiğim bir konu ama nedense kitabı alıp okumak bir türlü kısmet olmadı.Hatta bu kitabın dvd si bile var..Bazı okuyanlar bu kitap için "saçmalık "deseler de çoğu insan "muhteşem bir kitap mutaka okumanızı tavsiye ederim diyor"
Dün bu kitap hakkında nette dolaşırken bir kaç site ve blogda aşağıda paylaştığım yazıyı okudum.Sanırım kitaptan alıntı yapılmış yazıyı okuyunca neden bukadar yavaş kilo verdiğimizi ya da veremediğimizi anladım.Çünkü kafaya takıyoruz...Sürekli kafamızın içinde şu kadar zamanda kaç kilo veririm?Yok ben kilo veremiyorum acaba nerde yanlışlık yapıyorum?gibi bir sürü tilki dolaşıyor.Şİmdi nedemek istediğimi bu yazıyı sizlerle paylaşınca daha iyi anlıyacaksınız.

Bedeniniz ve “Sır”

Gelin, Yaratım Sürecini, kendisini şişman hisseden ya da kilo vermek isteyen insanlar için kullanmayı deneyelim.

Bilinmesi gereken ilk şey, kendinizi kilo vermeye odaklarsanız, daha fazla kilo vermenizi engeller, bunu kendinizden uzaklaştırırsınız, bu yüzden “kilo verme konusunu” kafanızdan uzaklaştırın. Diyet programlarının asıl işe yaramamasının asıl sebebi budur. Kilo vermeye odaklandığınız için, kilo verme konusunu sürekli kendinizden uzaklaştırır durursunuz.

İkinci bilmeniz gereken ise, fazla kilolu olma durumunun da sizin düşünceleriniz aracılıyla yaratılmış olduğudur. Daha temel terimlerle anlatmak gerekirse de, bir insan şişmansa,o bunu fark etse de etmese de şişmanlığı “şişmanlığa dair” çok fazla düşünmesinden ileri gelmektedir.”Formda olmayı” düşünen biri, şişman olamaz. Aksi,çekim yasasına karşı çıkmak olur.

Bazı insanlar tiroitlerinin az çalıştığını, ağır bir mekanizmaya sahip olduklarını, ya da vücut biçimlerinin genetik yapılarından geldiği söyleseler de, bütün bunlar “ şişmanlık düşünceleri’ne” sahip olmak için birer kılıftır. Bu bahanelerden herhangi birinin size uygun olduğunu kabul ediyor ve buna inanıyorsanız, bu sizin için bir yaşantıya dönüşmüş demektir, böylece siz fazla kilolu olma durumunu kendinize çekmeye devam edersiniz.

İki kızım var; onları doğurduktan sonra, kilolu kalmıştım. Bunun doğum yaptıktan sonra kilo vermenin zorluğu, ikinci bebekten sonra ise daha da zorlaştığı konusunda okuyup dinlediğim mesajlardan kaynaklandığını biliyordum. “şişmanlıkla ilgili düşüncelerim” yüzünden kiloları kendime ben çağırmıştım ve yaşantımda bir deneyime dönüşmüşlerdi. Gerçekten “şişmiştim” ve ne kadar çok “şiştiğimi fark ettikçe, daha çok “şişme” koşulunu kendime çekiyordum. Ufak tefek bir yapım olmasına rağmen, 75 kiloydum. Bunun sebebi ise, “şişmanlık düşüncelerine” sahip olmamdı.

İnsanların kilo konusunda sahip oldukları en yaygın düşünce, ki ben de buna inanıyordum, kilo almanın sorumlularının yiyecekler olduğudur.Bu işinize yaramayan inanıştır, hele benim şu an ki bakış açıma göre, zırvalamanın dik alasıdır! Yiyecekler alınan kilolardan sorumlu değillerdir. Yiyecekleri kilolardan sorumlu tutan düşüncenizdir, yiyeceklerin kilo almanıza sebep olmalarını sağlayan.Unutmayın, düşünceler her şeyin başlıca nedenleri, geri kalan ise, o düşüncelerin etkileriydi. Aklınızdan mükemmel düşünceler geçirirseniz, sonuç mükemmel bir vücut ağırlığı olacaktır.

Bütün bu sınırlayıcı düşünceleri kafanızdan atın.Siz yapabileceklerini düşünmediğiniz taktirde, yiyecekler kilo almanıza neden olamazlar.
Muhtemelen, at gibi yiyip hala zayıf kalan birilerini tanıyorsunuzdur. Bu insanlar büyük bir gururla;”Ne istersem yiyebiliyorum ve kilom hep aynı mükemmellikte kalıyor” diye ilan ederler;çünkü,Evren’in “Cin”i; “Dileğin benim için emirdir” der.

Sizin için mükemmel kiloyu ve bedeni kendinize çekmek için Yaratım Süreci’nin üç adımını kullanın:

1.Adım : İsteme

Kaç kilo olmak istediğiniz konusunda net olun.Beyninizde,sizin için mükemmel olduğunu düşündüğünüz o kiloya ulaştığınızda,bedeninizin görüntüsüne dair bir imge oluşturun. Mükemmel kilonuzda olduğunuzda çekilmiş resimleriniz varsa,onlara sık sık bakın. Böyle resimleriniz yoksa,sahip olmak istediğiniz gibi bir vücudun resimlerine de bakabilirsiniz.

2.Adım : İnanmak

Mükemmel kiloya ulaşacağınıza inanmalı ve zaten o kiloda olduğunuzu düşünmelisiniz. Bunu imgeleyip,öyleymiş gibi davranmalı, inanıyormuş gibi yapmalısınız.Kendinizi bu mükemmel kiloya dair dileğinizi gerçekleştirirken görmelisiniz.
Sizin için mükemmel olduğunu düşündüğünüz bu kiloyu bir kağıda yazarak, tartınızın üzerine yapıştırmalı, ya da hiç tartılmamalısınız. Düşünceleriniz,sözleriniz ve davranışlarınız, isteğinizle çelişmesin. Aktif kilonuza uygun giysiler satın almayın. İleride satın alacağınız kıyafetler olduğuna inanıp, onlara odaklanın.Mükemmel kiloya ulaşmak,Evren’,in kataloğundan bir şey sipariş etmek gibidir. Kataloğa bakın,mükemmel kiloyu seçin, siparişinizi verin ve size teslim edilsin.

Mükemmel vücut ağırlığına sahip olduğunu düşündüğünüz insanları araştırıp, onları takdir etmeyi ve içte içe övmeyi hedefiniz yapın. Onlara dair bilgi edinip, hayranlık duyarak, buna ilişkin duygular beslediğinizde, mükemmel kiloyu kendinize çağırırsınız. Fazla kilolu insanlar gördüğünüzde onları incelemeyin ve zihninizi hemen, sahip olduğunuz mükemmel vücut görüntünüze kaydırarak bunu hissedin.

3.Adım : Almak

Kendinizi iyi hissetmelisiniz. Kendinizden memnun olmalısınız.Bu önemli çünkü,içinde bulunduğunuz anda sahip olduğunuz bedenden dolayı kendinizi kötü hissedersiniz, mükemmel kilonuzu kendinize çekemezsiniz. Bedeninizden dolayı mutsuzsanız, bu etkili bir duygudur ve bedeninizden mutsuz olmayı çekmeye devam etmenize sebep olur.Bedeninize karşı eleştirel olduğunuz ve ona kusur bulduğunuz taktirde, daha fazla kiloyu bedeninize çekersiniz. Bedeninizin her santimetrekaresini övün ve kutsayın. Sahip olduğunuz mükemmellikleri düşünün. Kendinize dair kusursuzlukları düşündükçe, kendinizden hoşnut olacak, mükemmel kilonuzun frekansını yakalayacak ve kusursuzluğu çağıracaksınız.

Wallace Wattles, kitaplarından birinde yemek yemeğe dair harika bir ipucunu bizimle paylaşıyor ve yemek yerken, bütünüyle yiyeceği çiğneme deneyimine odaklandığımızdan emin olmamızı tavsiye ediyor.Aklınız yaptığınız işe verin ve besini yeme deneyimini duyumsarken, aklınızın başka şeylere kaymasına izin vermeyin.O an bedeninizin içinde varolun ve besini ağzınızın içinde çiğneyip yutarken duyumsadıklarınızın keyfini çıkarın. Bunu gelecek sefer bir şey yerken deneyin. Yemek yerken, bunu o an tüm varlığınızla yaşadığınızda, yemeğin lezzetine son derece yoğun ve olağanüstü bir biçimde duyumsarsınız, zihninizin başka yöne akmasına izin verdiğinizde ise,yemeğin tadı neredeyse yok olur. Yiyeceklerimizi, yeme deneyiminin keyfine tamamen odaklanmış olarak şimdiki zaman kipinde yiyebilirsek, aldığımız besinin bedenimizin içinde mükemmel bir biçimde sindirileceğine ve bedenimizin bundan alacağı sonucun kusursuzluk olması gerektiğine ben de inanıyorum.

Benim kendi kilolarıma dair hikayem böyle, 52,7 kg olan şu anki kiloma ulaşmamla ve ne yersem yiyeyim aynı kiloda kalmamla sonuçlandı.Bu yüzden siz de kendi mükemmel kilonuza odaklanmakta gecikmeyin!
UMARIM BUNLARI OKUYAN HERKES İSTEDİĞİ SONUCA ULAŞTIRIR KENDİNİ..


ALINTIDIR....

24 Aralık 2007 Pazartesi

Bayram Dönüşü

Merhaba Arkadaslar,

Umarım herkes iyi bir bayram geçirmiştir... Benim için yorucu ve hasta edici bir bayram olsa da çabucak geçip gitti....Umarım sizin için de iyi geçmiştir...

DKZ nasıl gidiyor bakalım hanımlar :) Şimdi bayramda ister istemez biraz fazla kaçırmalar olmuştur, tok olsak da ikram edilen ev yapımı baklavalara ya da bayram tatlılarına hayır diyemedik dediğinizi de duyar gibiyim :) Eee hepimiz yaptık bunu :) Her ne kadar acıkmadan yemeye özen göstersem de Adana'da günlük düzenimden uzaklaştığım için ve ordaki yeme düzenine ayak uydurmak zorunda kaldığım için çok acıkmadan da yemek yediğimiz oldu. Ama bu sefer de sık sık yemek yiyeceğimizi bildiğim için iyice doymadan kalktım sofradan. Böylelikle bir sonraki yemek faslına kadar acıkma fırsatı yarattım kendime.Dönüşte tartılmadım tabi ki ama sanki böyle hafiften göbek çıktı yine ama olsun diyorum ve hiç dert etmiyorum.Çünkü en son gelen kilo her zaman ilk önce gidiyor ve ben bu fazlalığın geçici olduğunu bildiğim için de gönlüm rahat. Şimdi evime geri döndüm ve bir hafta içinde eski düzenimize döneceğiz ve bu misafirliğe gelen küçük göbek çıkıntısı da geri dönecek :)

PEki siz neler yaptınız bayramda? Kendinizi nasıl hissettiniz,DKZ ile uyumunuz nasıldı? Fazla kaçırdım diye vicdan azabı yaşadınız mı yoksa kendinize inandığınız için suçluluk duygusunun s sini bile hissetmediniz mi ? Hadi yazın yorumlarını kardeşlerim.Tartı Günümüze tam bir hafta kalmışken siz kendinizi nasıl hissediyorsunuz???

18 Aralık 2007 Salı

KİMSENİN OLUMSUZ ETKİSİNDE KALMAMAYI ÖĞRENMEK...

DKZ nin ne olduğunu keşfettiğimden bu yana diyet kelimesinden ciddi derecede nefret ettiğimi farkettim.Hoş ben zaten kendisini pek sevmezdim ama en azından ona elimizin mahkumn olduğunu düşünüyorduk hepimiz öyle değil mi? Şimdi ise artık her istediğimizi yiyerek incelmenin keyfini yaşıyoruz. DKZ uygulamaya başladığımdan beri insanların kilo vermek konusunda söylediği saçmalıklara kulaklarımı tıkamayı öğrendim fakat zaman zaman öyle çok sinirleniyorum ki... Size geçen Pazar başımdan geçen bir olayı anlatayım;
Cumartesi günü bayram alışverişine çıktık ve orada çok hoşuma giden kırmızılı kareli kısa bir kaban aldım.40 bedenin kalıbı dar geldiği için 42 bedeni aldım ben ama çok bol olmadı tabi ki zaten sevmiyorum artık öyle bol şeyleri.Sanki insan genişledikçe genişliyo bol şeylerin içini doldurmak istercesine..Çok uzatmadan sadede geleyim.Pazar günü teyzemlere gittik eşimle birlikte,teyzem kabanımı görünce çok beğendi aaa ne güzel olmuş falan diye..Neyse efendim oturduk yedik içtik ettik sonra kalkma vakti geldi.BEn giyindim botlarımı giydim,şimdi aramızda geçen diyaloğu yazıyorum.

Teyzem: Aa Tubikcim keşke bir beden büyüğünü alsaymışsın daha iyi olurmuş.
Ben: Niye teyzoş bence iyi bu böyle...
Teyzem:Ne bileyim dar gibi geldi biraz benim gözüme.
Ben: Teyze hep böyle kalacak değilim ya
Teyzem :(Sessizlik ve bi surat buruşturma sanki sen bu kiloları böyle yiyerek zor verirsin gibilerden )
Ben: Teyze ben incelmeye başladım siz farkında değilsiniz ama diyet yapmadığım için pat diye gitmiyor bu kilolar,yavaş ama kalıcı oluyor gidenler,yağ gidiyor su değil...

Ve aradan kuzen olaya müdahale eder...Ama cips falan yemezsen daha çabuk gider.... (Aaaaa bağırıp çağırmaya başlıycam artık yeter yaaa )

Sonra çok kızdım,teyzeme dedim ki bu söylediklerinizden ötürü 3-4 ay sonra utanacaksınız. Tubik ayıp etmişiz sen haklıymışsın diyeceksiniz çünkü ben incecik bir hatun olucam!

Şimdi...Belki normal şartlarda aldırmaz geçerdim.Ama ben bu insanlara ne yaptığımı,nasıl incelmeye çalıştığımı ayrıntıları ile anlattım.Anlatmasam belki bu kadar kızmazdım ama diyetin d sini bile duymak istemediğimi bildikleri halde bana hala kısıtlamaktan söz ediyorlar.Böyle zamanlarda cidden çok üzülüyorum kendimi ifade edemediğim için...

Ama yine de herkese ve herşeye rağmen ben doğru olanı yaptığımı düşünüyorum.Benim vücudumu benden daha iyi kimse tanıyamaz.Onun ne zaman acıktığını,ne zaman doyduğunu,ne zaman üşüdüğünü,hasta olduğunu sıcakladığını benden daha iyi kim bilebilir ki? Ya da aynadaki görüntümdeki değişimi pantolonlarımdaki bolluğu göbeğimdeki şişkinliğin indiğini benden iyi kim anlayabilir?

Evet incelme serüvenimiz çok kısa zaman sürecek bir süreç değil bunu biliyorum ama bildiğim bişey daha var ki kalıcı olacağı.Vücudumdaki değişiklikleri hissediyorum.Arkadaslarım kendi blogumda koyduğum resimlerime bakınca sen cidden inceliyorsun ve inceldikçe de ışıldamaya başlıyorsun diyorlar bana..Bu o kadar mutlu edici bir şey ki..Hepsinin ötesinde aylarca anlatmaya uğraştığım ve bana gülen eşim bile artık bu gerçeği kabul etmiş durumda,çünkü kendimi hiç kısıtlamadan sadece acıkınca yiyip doyunca bırakmaya özen göstererek nasıl değişimler içinde olduğumun farkında... Bana ne dedi Pazar günü biliyor musunuz? Bayrama Adana'ya gittiğimizde herkes senin ne kadar zayıfladığını söyleyecek görürsün bak. :) BEn de ona gerçekten inceldiğime inanıyor musun dedim,evet gözle görülür bir fark var dedi bana... O kadar mutlu oldum ki önemli olan tabi ki onun görmesiydi değişikliği :)

Bir de değinmeden edinemeyeceğim bir şey daha var ki o da tartılarla olan küslüğümüz... Hani biz 15 kasımda tartıldık ve de 31 Aralık tarihine kadar tartılmama kararı aldık ya.BEnce bu benim bugüne kadar aldığım en güzel karardı.Çünkü şu anda acaba kaç kiloyum diye hiç kafama takmadan sadece açlık tokluğumu dinliyorum. Sürekli tartı tepesinde olmadığım için acaba şu yediğim mi bana bu 200 gramlık artışı yaptırdı diye kısıtlama mikrobunun vücuduma sızmasına müsade etmiyorum. Tartılmadığım için kiloyu kafama takmıyorum ve bütün yüreğimle emin olarak söylüyorum ki bu şekilde daha çok incelmeye başladım. Benim kriterim aynalar ve giydiğim bedenin kaç olduğu,yoksa gramajın çok da önemi yok artık :)

İşte böyle sevgili grup arkadaslarım..Sizin de çevrenizdeki insanlardan aldığınız benzer tepkiler varsa siz de yorumlarınızdan mahrum bırakmayın sayfamızı..
Sevgiyle kalın....

10 Aralık 2007 Pazartesi

KENDİMİ İNCELMİŞ HİSSEDİYORUM:))))

Herkese günaydın.Aralık ayına girdik,yılbaşı geliyor ve ben kar yağmasını çok özledim.Keşke şöyle lapa lapa yağsada bizde elimize çayımızı,kahvemizi,sıcak çikolatamızı alıp pencereden seyretsek ne iyi olur değil mi?Benim gibi kar özlemi çekenler varsa bu güzel resim herkese benden armağan olsun..Bu sabah kar özlemiyle kalktım ama maaşallah kendimi çok iyi ve incelmiş hissediyorum.Pantolonum biraz bol geliyor:))(bu pantolonum biraz dardı)Dkz ye başladığımdan beri kiloyu sorun yapmıyorum.Aslında dkz uygularken huyum suyum da değişti.Artık pozitif düşünmeye çalışıyorum.Sanki sihirli bir el bana dokundu ve kilo konusunda ki düşüncelerim,hal ve hareketlerim değişti. Şimdi dkz yaparken neler yapıyorum bunlardan bahsetmek istiyorum.

1-Her istediğimi sorun yapmadan afiyetle yiyorum.

2-Kısıtlama yapmıyorum.

3-Kendimi olduğum gibi kabul ediyorum ve beğeniyorum.

4-İdeal kilomdaymışım gibi hissediyorum ve davranıyorum.

5-Vücudumdan gelen sinyalleri bekliyorum.Yani açlık tokluk sinyallerini...

6-Olumlama yapıyorum.(sağlıklı kilo veriyorum,metebolizmam hızlı çalışıyor gibi)

Bunları yaptığımdan beri omuzlarımdan bir ağırlık kayboldu.Çok hafifledim..Şöyle bir düşünüyorum da kendime ne kadar çok eziyet etmişim.Artık bitti...Eziyet yok..stress yok..Şimdi de neler yapmadığımı yazıyorum.Hazırmısınız?..

1-Aynanın karşısına geçip "ay çok şişmanım","ben bu kiloları nasıl vercem","çok çirkinim"diyip karnıma bakıp kendime acımıyorum.

2-Tv kanallarında,gazetelerde,dergilerde diyetisyenlerin şok diyetlerini aramıyorum ve diyetisyenleri dinlemiyorum.

3-Tartılmıyorum.

4-Yiyeceklerimin kalorilerini hesaplamıyorum.

5-Acıkmadan yesemde ya da doyduğum halde biraz fazla kaçırsam da(herzaman değil)dkz ye yeniden başlarım nasılsa diye pazartesi gününü beklemiyorum.(acıkmayı bekliyorum)

6-İnsanların "o nu yeme kilo aldırır","o yiyecek çok kalorili"laflarını takmıyorum.

7-Kilo vericem diye telaşa kapılmıyorum.


Aklıma şimdi bukadar geldi.Daha sonra aklıma gelirse eklerim.Evettttt....Şimdi sıra sizlerde....Herkes neler yapıp neler yapmadığını anlatsın bakalım.Lütfen...Yorumlarınızı bekliyorum.Hani bloglar arasında sobelemek varya bende bütün dkz cileri sobeliyorum:))))





5 Aralık 2007 Çarşamba

ZAYIFLAMA DİYETLERİ İLE VERİLEN KİLOLARIN ARTARAK GERİ GELDİĞİNİN DELİLİ, ISPATI VAR MI ACABA ?

Olmaz olur mu, hem de istemediğiniz kadar.Kısıtlama Mikrobu Çöpe adını verdiğimiz ve diyet çevrelerinin keyfine limon sıktığını şaşırmadan izlediğimiz dizinin daha başı, “Zayıflama Diyetlerinin Kara Kitabı”nın 18 ila 21. sayfalarında “Kanıtlardan bazıları” başlığı ile bize en çarpıcı gelen, diyetlerin başarısızlığını-zararlılığını gözler önüne seren satırları, araştırmaları ardı ardına sıralayıverdik.Gelin, hatırlatma olsun diye bir alıntı yapalım:
“Kilonun Uzun Vadede Muhafazası :Temel ve Klinik Araştırmalar, Nisan 2004Başlangıç vücut ağırlığını yüzde 7 ila 10 azaltmak için, birçok kabul gören yöntem olmasına rağmen, kaybedilen kiloların uzun dönemde muhafazası çok daha sorunludur. Kilo sorunlarına çözüm arayanların verdikleri kiloların ilk bir yıl içinde yaklaşık üçte biri, beş yılda ise tamamı veya büyük çoğunluğu geri alınmaktadır. [Department of Health and Human Services (DHSS), Participating Organization : National Institutes of Health (NIH)]A.B.D. Sağlık Bakanlığı, Ulusal Sağlık Enstitüleri'nin de katıldığı araştırmasının sonuçlarını yorumlarken, işte yukarıdaki satırlarla, daha 1959'da Stunkard – McLaren – Hume tarafından yayınlanan çalışmanın (The results of treatment for obesity. Archives of İnternal Medicine. 1959. 103, 79-85) sonuçlarını bir kez daha doğruluyor.Ne zaman gerçek bilim adamları, yeterince uzun süreye yayılan ve yeterince geniş bir denek kitlesi üzerinde bir araştırmaya kalkışsalar, hep aynı sonuçlarla karşılaşmışlar. Ama ne hikmetse, çoğu zaman bu acı gerçekleri kendileri tespit eden kuruluşlar bile, hiçbir şey olmamışcasına kitlelere diyetler önermeye devam etmişler. Ondan sonra da “vah efendim bu obezite niye patladı acaba, niye insancıklarımız diyetlerini bozuyorlar acaba”sızlanmaları, yanıp yıkılmaları.“Zayıflama Diyetlerinin Kara Kitabı”nda ayrıntılarını bulacağınız kanıtlardan sadece oldukça taze (2004) bir örnek vererek, dikkatinizi bir kez daha diyetle zayıflamaya, ince kalmaya girişmenin umutsuzluğuna çekmek istedik.




İSTATİSTİKLER DIŞINDA DA KANITLAR MEVCUT MU ?

Zayıflama diyetlerinin başarısızlığının-zararlılığının en güçlü kanıtları yaşamın içindedir.Bu kanıtlara ulaşmak için ilk yapmanız gereken kendinize sormaktır: Diyetlerle zayıfladım mı, şişmanladım mı?Daha önce bir veya birkaç kez zayıflama diyeti serüvenine atılmış olanların tamama yakını, geçmişlerini biraz olsun hatırladıklarında, ilk diyet girişimleri öncesi ağırlıklarının üzerinde olduklarını fark edeceklerdir.Gözlemi çevresinde sürdürenler... komşularının, akrabalarının, iş arkadaşlarının diyet geçmişlerine biraz burnunu sokanlar, diyetlerle şişmanlamış olanların sadece kendilerini olmadığını da kolaylıkla görebileceklerdir.Kalkıp da, üç-beş ay önce başlamış olduğu diyetle verdiği kiloların havasını atmakta olanların cazibesine kapılmaz... gözlemlerinizi zaman yaymayı becerebilirseniz, kaçınılmaz olarak, zayıflama diyetleri ile verilen kiloların artarak geri geldiğini, zayıflama diyeti olarak adlandırılan reçetelerin aslında insanları şişmanlattığını siz de kendi deneyimlerinizle anlayabilirsiniz.İçtenlikle, bu fazla çaba gerektirmeyen gözlemleri, kilolarım acaba ne olacak sorularını kendisine sormaya başlayan herkese öneriyoruz; hele bir de ileri yaşlara gelip gençlik inceliklerini muhafaza edebilmiş olanların tamama yakınının diyetlere hiç bulaşmayanlar olduklarını da fark ettiğinizde, Zayıflama Diyetleri Çöpe sözcüklerinin sizin için de bir anlam taşımaya başlayacağından hiç kuşkumuz yok.Tamama yakını bir ömür boyu diyete dokunmamış, sofrasına kısıtlamaları konuk etmemiş, o şişmanlatır... bu zayıflatır, ayırımı yapmamış ve ince kalmış insanları keşfettiğinizde... doğal ağırlıklarını hiç zorlanmadan muhafaza edenlerin acıkma, doyma, tokluk duyumlarını kullanmaya devam edip, bedenlerinden kendilerine ulaşan “enerji’ye ihtiyacım var”... ya da “enerjimi aldım, bu kadar yeter”... ve hatta...” aldıklarımı bitiremedim ki, sonra görüşelim” sinyallerine uymaya devam edenler olduğunu kavramanız sizi şaşırtmasın...Garip bir düzen! O diyet senin, bu diyet benim... kendilerini helak edenler şişmanlıyor... Diyetlerin semtine uğramayanlar gençliklerindeki gibi -incecik- kalıyor! Ne dersiniz gözlemlerle kontrol etmeye değmez mi?Hayatın, size sunduğu kanıtları, “Zayıflama Diyetlerinin Kara Kitabı”nda uzun uzun işledik. Ne moda diyetler, ne bilimsellik kılıflarında pazarlananlar, ne sağlıklı beslenme paketlerine gizlenenler, ne diyetisyen ya da doktor kontrolünde yapılanlar, ne kişiye özel olanlar ve ne de “yavaş zayıflatan... fazla kısıtlamacı olmayan... aç bırakmayan (ne demekse?)” diyetler... hiç biri kalıcı zayıflama sağlamada başarılı değil ama her biri beyninizin kıvrımlarına Kısıtlama Mikrobu'nun yeni bir versiyonunu işlemekte pek bir usta.

Bir sonraki :KAÇINILMASI GEREKEN YOYO DİYETLERİ Mİ ?

ZAYIFLAMA DİYETLERİNDE YAPILAN YANLIŞLAR NELERDİR ?

Kaynak : Dr.Ozan Tunçer Web Sitesi :http://drozantuncer-zdc.blogspot.com/





3 Aralık 2007 Pazartesi

ZAYIFLAMA DİYETLERİ ÇÖPE ( 1 )

Bugün DKZ yolculuğumuzda bize ışık tutan yazdığı kitaplarla yolumuzu aydınlatan Sn.Dr. Ozan Tunçer'in blogunda yer verdiği ve DKZ nin özeti şeklinde olan e-kitabı yayınlamaya başlıyoruz. Aslında okunsun diye link vermiştik ama belki böyle kısım kısım olursa okunma açısından kolaylık olur... Kendisine buradan tekrar teşekkür ederek yayınlamaya başlıyoruz.


NEDEN ZAYIFLAMA DİYETLERİ ÇÖPE ?


Çünkü zayıflama diyetleri şişmanlatıyor ve hasta ediyor.Kim ki kalkıp da, kilo sorunlarına zayıflama diyetleri ile çözüm bulmaya heveslenirse, daha bu girişiminin ilk anından itibaren, aklına hiç gelmeyecek bin bir çorabın ilk ilmeklerini başına örmeye başlıyor.Her şeyden önce bilinmesi gereken, diyetlerle verilen kiloların kaçınılmaz olarak ve artarak geri geldiği. Diyetçiler bu gerçeği gizlemek, göz ardı etmek için ellerinden geleni yapsalar da, diyet sıkıntılarına katlanıp... hafifledim, diye sevinenlerin yüzde 99'u bir süre sonra tartıda daha önce hiç görmedikleri kadar yüksek kiloların sevimsizce kendilerine göz kırpmasına tahammül etmek zorunda kalmanın moral çöküntüsünü yaşıyorlar.Diyet tuzağına düşenlerin ruh sağlıkları bu maceradan ağır yaralar alıyor. Kısıtlamalı Beslenme Süreci'ni psikolojik hasarsız atlatmak mümkün olmuyor.Beslenmelerine Kısıtlama Mikrobu'nu bulaştıranlar, her türlü önlemi alsalar bile vitamin ve mineral eksiklikleri yaşıyorlar, bedensel erken yıpranmanın tüm sonuçlarına katlanmak zorunda kalıyorlar.Ve işin cabası, kısıtlamaların gelip aile sofrasına, mutfağına çöreklendiği evlerde ne huzur kalıyor, ne düzen. Herkesin, diğerlerinin lokmalarının bekçiliğine kalkıştığı yuvalarda ne paylaşmanın sevinci, ne de bir masa etrafında toplanıp derdi, tasayı, sevinci ortaklaşa yaşamanın keyfi durabiliyor ayakta.Anne babadan biri, ya da ikisi birden... diyet yapacağım, incecik olacağım, sağlığımı koruyacağım... rüyaları görmeye başladı mı, farkına bile varmadan çocuklarını şişmanlatıyorlar, ya da çok daha kötü ama hiç de azımsanamayacak bir olasılıkla, yavrularını anoreksi, bulimi gibi çok ağır hastalıkların pençesine teslim ediveriyorlar.Sözün özü, ne ruh ne beden, ne de sosyal yaşam zayıflama diyetlerinin dayattığı açlığın, kıtlığın yıkıcı etkisinden kendini koruyamıyor. İşte sadece bir kısmını sıraladığımız bu nedenlerle, hiç tereddüt etmeden Zayıflama Diyetleri Çöpe, diyoruz.

BÜTÜN ZAYIFLAMA DİYETLERİ Mİ... İSTİSNASIZ HEPSİ Mİ ÇÖPE ?


Hepsi... tümü... tamamı... bilcümle Zayıflama Diyetleri Çöpe !Çünkü, hangi kılıfa sokulursa sokulsun, hangi janjanlı isimle pazarlanırsa pazarlansın ya da hangi allı pullu beslenme paketinin içine gizlenirse gizlensin, kilo kontrolü için seçilen yöntem zayıflama diyeti olunca sonuç kesinlikle değişmiyor.Kilolar artarak geri geliyor, diyetleri birbirine ekleyerek hayatlarını kendilerine zehir edenlerin ezici çoğunluğu giderek obezleşiyor, içlerinden minicik bir azınlık ise bakın ben nasıl beceriyorum diyetle ince kalmayı, diye gerinirken ya anoreksiya mentale, ya da bulimia nervosa'nın belirtileri dışardan görülmesin, anlaşılmasın diye olmadık sıkıntılara, anlatılamaz utançları yaşayarak katlanıyorlar.Binlerce diyet reçetesinin, yüz binlerce diyetçinin cirit attığı, her Allah'ın günü, dakika sektirmeden enselerimizde
“aman dikkat, yediğinize içtiğinize dikkat, aldığınız harcadığınız kaloriye dikkat, lokmayı ağzınıza götürdüğünüz saate dikkat, çatalınızın, tabağınızın büyüklüğüne dikkat, kiminle masaya oturacağınıza dikkat, su şişenizden 15 santimetreden fazla uzaklaşmamaya dikkat, çoluğunuzun çocuğunuzun lokmasına dikkat...”bozalarının pişirildiği traji-komik ve pek bi global dünyamızda bir tanrının kulu çıkıp da
“bakın ey ahali, benim diyetimle verilen kilolar geri falan gelmiyor, benim yöntemimle zayıflayan bir inceliyor pir inceliyor, bir daha da öyle yok yeniden şişmanladım, yok yeniden diyete ihtiyacım var, demiyor... verilip de bir daha geri gelmeyen kiloların reçetesi ve sırrı bende” demiyor... diyemiyor.İçlerinden bir teki bile, reçetelerinin geri tepmemesi açısından emsallerinden üstün olduğunu öne süremiyor.Sadece bu bile, insanlığın kulağına kar suyu kaçırmaya... diyetlerin ve beslenmede kısıtlamaların gerekliliği konusunda kuşkuların uyanmasına yeterli olabilirdi...Amma ve lakin, diyetçiler iş pazarlamaya geldi mi öylesine hünerli... ve dünyamızın dört bir köşesinde yazılı sözlü resimli cicili bicili medya organları diyet mesajlarını taşımada öylesine hevesli ki...İşin özü hep gümbürtüye gidiyor, bal damlayan diyetçi ağızlardan yayılan cümlelerin uğultusunda unutuluveriyor:
“Benim diyetimle zahmetsizce kilo verin... yok siz benim diyetimle aç kalmadan kilo verin... benimkiyle hızlı verin... benimkiyle yavaş... benimkiyle sağlıklı... benimkiyle bilimsel... bilinçli... hipnozla... akupunktur iğneciklerimle şişlenerek... kiiiiişiiiye özel... tarih öncesi insanı gibi... fark etmeden... Girit'li çoban misali...”Laf bol, Yağ Pazarı'ndan eve kepekli ekmek parası götürmeye hevesliler kalabalık... gel gelelim netice aynen sabit: Diyetle verilen, artarak geri geliyor !!!



Bir sonraki :ZAYIFLAMA DİYETLERİ İLE VERİLEN KİLOLARIN ARTARAK GERİ GELDİĞİNİN DELİLİ, ISPATI VAR MI ACABA ?

Kaynak : Dr.Ozan Tunçer Web Sitesi :http://drozantuncer-zdc.blogspot.com/