28 Nisan 2008 Pazartesi

ÖNERİLER

Bu sefer kısa ama öz yazacağım :) Bununla ilgili diyebileceğim her şeyi dediğimi düşünüyorum (aklınıza takılan şeyler varsa o başka..) bundan sonrası kitabı okuyarak, deneyimleyerek ölçüp tartarak uygulaması ve “uygularken” öğrenmesi size kalıyor.

Benim tek bir önerim var: Basit adımları anlıyorsanız, bazen yapabiliyor hale geliyorsanız, öğrenmeye ve anlamaya başladıysanız ama takıldığınız yerler ya da durumlar varsa onları bulup yazmanız. Çünkü uygulama aslında çok basit ve sonuç verici: acıkıyorsunuz, yemeğinizi yiyorsunuz, doygunluğu hissediyorsunuz ve ona uymak için çaba gösteriyorsunuz. Olay bu kadar. Kendi acıkma ritminizi öğreniyorsunuz. Bunu yaparken hangi adımlarda veya hangi koşullarda takılıyorsunuz? Onları bulmaya çalışın ve düzeltmek için çaba gösterin. Yeni alışkanlığınızın oturması için çaba göstermeniz gerekiyor.

8 Nisan 2008 Salı

ÖZET

Bu uygulamanın ne olduğu hakkında bir özet yapmak istedim çünkü biliyorum ki uygularken kafalarımız bazen çok karışıyor. Bazen de bazı önemli detayları gözden kaçırıyor, atlıyoruz ya da zayıflamak adına diyetleri bulaştırabiliyoruz. Tüm bunları engellemek için uygulamanın basit bir özetini yapmak istedim; nedir ne değildir..

En basit şekliyle anlatılacak olursa bu şöyle bir şey; acıkmamız, doymamız bizim doğal olarak çalışan, kendiliğinden var olan ve bizim ağırlığımızı koruyabilmemizi sağlayan mekanizmalardır. Bunlar doğuştan zaten bizdedir, diğer tüm doğal mekanizmalarımız gibi bunu doğa bizim için vermiştir. Bu uygulamada da asıl amaç, şu veya bu nedenlerle unuttuğumuz bu mekanizmaları tekrar harekete geçirmek.

Acıkmayı tekrar öğrenmek, bu uygulamada atacağınız en büyük adım. Çünkü ancak acıkmanızı tam olarak tanıdığınızda bu iş başlayacak. Kısacası; başka nedenlerden dolayı değil, artık sadece acıktığınızda yemek yemeyi başlatacaksınız çünkü artık acıktığınızda yemek yemeye ihtiyacınız olacak.

Diyet yaptıysanız ve hastalığa kapıldıysanız acıkmayı beklemek önceleri kolay olmayabilir (çünkü daha önce bedeniniz kıtlığa göre hareket ettiği için yine eskiden olduğu gibi size türlü bahanelerle yemenizi söyleyebilir..) Ama acıkmanızı bekleyemezseniz bu işi de başlatamazsınız. "Gerçek" açlığı hissedene, onu tanıyana ve öğrenene kadar çaba göstermelisiniz biraz. Ama daha sonra, yaptıkça, her şey doğal akışında seyretmeye başlayacaktır. Bazen kafanızı meşgul eden (diyet palavralarından kaynaklanan..) başka şeyler de olacaktır bir süre bunlarla mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz. Ama işin özü, acıkmayı öğrenmek ve bedeniniz her ama her acıktığında onu doyurmak (ki bedeniniz artık acıkma sinyali gönderdiğinde onu doyuracağınızı anlasın ve başka yöntemlere başvurmasın..). Doyma konusuna gelince; kilo alma korkularınızı ve tüm kısıtlamaları cesaret edip bir kenara bırakabilirseniz “gerçekten acıkarak” başladığınız her yemekte doymayı algılayıp hissedebileceksiniz. Bu tatlı doygunluğu, kısıtlamalardan uzaklaştıkça giderek daha iyi hissetmeye başlayacaksınız.

Bundan sonra baş etmeniz gereken eski alışkanlıklarınız, korkularınız gibi şeyler var. Ama esas olan işte bu doğal mekanizmayı tekrar işletebilmek. Kısıtlama, diyet bulaştırmamış insanlar size düşündüğünüzden çok şey öğretebilir. Ve aklımızı karıştıran doyma konusu için de söyleyeceğim birkaç bir şey var.. Acıkmayı öğreniyoruz, ilerliyoruz ama doyma aşamasına gelince eskiden kalma inançlarımız yüzünden ya da süreci hızlandırıp kilo vermek adına kısıtlama ya da diyetleri bulaştırıyoruz. Hatta bunu bazen farkında olmadan yapıyoruz çünkü öyle inanmışız ki şunu veya bunu yediğimizde kilo alacağımıza.. Bunlara son vermeden, kıtlığın bittiğini ilan etmeden bedeninizle ve kendinizle verdiğiniz mücadelenin sonunu göremezsiniz.

Dikkat ederseniz burda siz bir şey yapmıyorsunuz, bedeniniz size acıktığını da doyduğunu da haber veriyor. Kendiniz müdahale ederseniz bu doğal işleyişi bozarsınız. Doymayı bedeninizi kandırarak devam edemezsiniz, "doymuş olmalıyım" diyerek bir yere varamazsınız. Doymak da acıkmak gibi bir deneyimdir. Acıkarak başladığınız her yemekte doymayı "deneyimleyin". Bu güzel hissi her acıktığınızda bedeninize yaşatın, tekrar yaşatın. Karnınızda oluşan o doygunluk hissini yaşayın. Zayıflamaktan öte bu muhteşem mekanizmanın çalışmasına öncelik verebilirseniz her şey daha güzel olur bana kalırsa. Çünkü ancak bu doğal mekanizma çalışmaya başladığında gerçekten bir şeyler olmaya başlıyor.

Bedeninizin acıkınca ihtiyaçlarının karşılandığını bilmesi temel prensip diyebiliriz. Kıtlığın bittiğini bilen bedeniniz fazla stok yapmayı bırakıyor. Bundan sonra rahatlıyor ve sizi bahanelerle değil, "gerçekten" ihtiyacı olduğu zaman acıkma sinyaliyle yemek yemenizi başlatmayı sağlıyor. Ve eskiden gereksiz yere stok yapmışsa artık bunlara gerek duymadığı için sizi daha az acıktırarak ya da daha azla belki doymanızı sağlayarak bu fazlalıklardan harcamaya başlıyor. Ama dediğim gibi buna kendisi karar verip kendisi yapıyor, siz ona güvenmeyip diyette olduğu gibi müdahale etmeye kalkarsanız bu iş yine olmaz.. Bilmem işin özünü özetleyebildim mi? Diyetlerin neden sakıncalı olduğunu belki şimdi biraz daha iyi anlayabiliriz ve hatta bunun hakkında konuşabiliriz.