6 Mart 2008 Perşembe

Düşebileceğimiz en Büyük Yanılgı

Sizlerle üstünde birkaç gündür düşündüğüm ve kendim düştüğüm bir yanılgıyı paylaşmak istedim.. Tahmin edebileceğiniz gibi: kısıtlama.. Bu öyle bir mikrop ki kısıtlamadan kilo verebileceğimize inanamıyoruz adeta.. Ozan Tunçer'in "Zayıflamak" adlı kitabını bir kez daha gözden geçirdim ve düştüğüm yanılgıyı anında yakaladım.
Öncelikle bu işle ilgileniyorsanız o kitabı mutlaka okumalısınız bence. Çünkü bu olayı 'tam anlamıyla' o kitaptan öğreneceksiniz. Bizler burda küçük farklar yaratabilir ve destek olabiliriz sadece. Gerçek anlamıyla ordan öğrenip anlayabilirsiniz.
Şimdi düştüğüm yanılgıyı söyleyeceğim ve belki bu sizler için de bir uyarı niteliği taşıyıp yol gösterici olabilir. Ben bildiğiniz gibi bir-iki kilo verdim ama bu hafta sonunda kötü bir şey oldu. Bir öğünü fazla kaçırdığımı düşündüm ve arkasından panik oldum (nasıl olduğunu tahmin edersiniz..) ve işte burda biraz ipler koptu. Çünkü telaş edip "Aman az yemeliyim" diyerek kısıtlamaları bulaştırmıştım.. Böyle yapınca her şey alt-üst oldu ve öncekinden de çok yedim çünkü mekanizmaları kendim kontrol etmek istemiştim, bir anlamda organizmamı kıtlığa boğdum ve onu savaşmaya zorladım. Sadece yemek yemeyi etkilemiyor bu, hayatınızın her saniyesi bununla boğuşmakla geçiyor.. Bir anlamda hayatı yaşayamıyorsunuz.
İşte kitabı tekrar gözden geçirince bir şey yakaladım: acıkınca karnınızı doyurmaya söz vermelisiniz. Aslında bu işin anahtarı işte burda. Bunu bedeninize yaşatarak, acıktığınızda onu sevdiği ve canı istediği besinlerle besleyerek gerçek anlamda doyurursanız ve bir daha asla "Az yiyeyim şimdi" cümlesini kurmazsanız, direnmekten vazgeçecek, fazlalıklardan kendi kurtulmak isteyecek, kendisi size az yemek istediğini söyleyecek ve sizin de tek işiniz bunlara uymaya çalışmak olacak. Ama kesinlikle bu dışarıdan bir dayatma olmayacak, siz ve bedeniniz birlik ve beraberlik içinde zevkle ve huzurla kilo vereceksiniz. Ve bence en önemlisi; hayat güzel, huzurlu ve yaşanabilir hale gelecek.. Bana kalırsa burdaki tartılma günlerine takılmayın, her ay tartılıp kilonuzu belirtmenize gerek yok bence. Hatta ve hatta bunu iyice anlayıp uygulayabilir hale gelinceye kadar hiç tartılmayın. Bu kontrol mekanizmalarını ele geçirmek tartının söylediğinden çok daha önemli. Kaldı ki tartı aleti "Eyvah kilo vermem gerek!" gibi telaşlara neden olabilir. Bunu iyice oturtana kadar tartı aletini unutun gitsin.
Dediğim gibi hepimizin yapmaya uğraştığı şeyin kilit noktası aslında burda. Ne olursa olsun hiçbir koşulda kısıtlama yapmayın. Ozan Beyin dediği gibi şişmanlatan besin yoktur. Kıtlığı geri göndermek bu işin asıl anahtarıdır..

0 Comments: