28 Aralık 2007 Cuma

NERDE YANLIŞ YAPIYORUZ?

Ülkemizde ve tüm dünya da popüler olan bir kitap var herkes ondan bahsediyor.. SIR...The secret...Yani çekim yasası..Benimde ilgilendiğim bir konu ama nedense kitabı alıp okumak bir türlü kısmet olmadı.Hatta bu kitabın dvd si bile var..Bazı okuyanlar bu kitap için "saçmalık "deseler de çoğu insan "muhteşem bir kitap mutaka okumanızı tavsiye ederim diyor"
Dün bu kitap hakkında nette dolaşırken bir kaç site ve blogda aşağıda paylaştığım yazıyı okudum.Sanırım kitaptan alıntı yapılmış yazıyı okuyunca neden bukadar yavaş kilo verdiğimizi ya da veremediğimizi anladım.Çünkü kafaya takıyoruz...Sürekli kafamızın içinde şu kadar zamanda kaç kilo veririm?Yok ben kilo veremiyorum acaba nerde yanlışlık yapıyorum?gibi bir sürü tilki dolaşıyor.Şİmdi nedemek istediğimi bu yazıyı sizlerle paylaşınca daha iyi anlıyacaksınız.

Bedeniniz ve “Sır”

Gelin, Yaratım Sürecini, kendisini şişman hisseden ya da kilo vermek isteyen insanlar için kullanmayı deneyelim.

Bilinmesi gereken ilk şey, kendinizi kilo vermeye odaklarsanız, daha fazla kilo vermenizi engeller, bunu kendinizden uzaklaştırırsınız, bu yüzden “kilo verme konusunu” kafanızdan uzaklaştırın. Diyet programlarının asıl işe yaramamasının asıl sebebi budur. Kilo vermeye odaklandığınız için, kilo verme konusunu sürekli kendinizden uzaklaştırır durursunuz.

İkinci bilmeniz gereken ise, fazla kilolu olma durumunun da sizin düşünceleriniz aracılıyla yaratılmış olduğudur. Daha temel terimlerle anlatmak gerekirse de, bir insan şişmansa,o bunu fark etse de etmese de şişmanlığı “şişmanlığa dair” çok fazla düşünmesinden ileri gelmektedir.”Formda olmayı” düşünen biri, şişman olamaz. Aksi,çekim yasasına karşı çıkmak olur.

Bazı insanlar tiroitlerinin az çalıştığını, ağır bir mekanizmaya sahip olduklarını, ya da vücut biçimlerinin genetik yapılarından geldiği söyleseler de, bütün bunlar “ şişmanlık düşünceleri’ne” sahip olmak için birer kılıftır. Bu bahanelerden herhangi birinin size uygun olduğunu kabul ediyor ve buna inanıyorsanız, bu sizin için bir yaşantıya dönüşmüş demektir, böylece siz fazla kilolu olma durumunu kendinize çekmeye devam edersiniz.

İki kızım var; onları doğurduktan sonra, kilolu kalmıştım. Bunun doğum yaptıktan sonra kilo vermenin zorluğu, ikinci bebekten sonra ise daha da zorlaştığı konusunda okuyup dinlediğim mesajlardan kaynaklandığını biliyordum. “şişmanlıkla ilgili düşüncelerim” yüzünden kiloları kendime ben çağırmıştım ve yaşantımda bir deneyime dönüşmüşlerdi. Gerçekten “şişmiştim” ve ne kadar çok “şiştiğimi fark ettikçe, daha çok “şişme” koşulunu kendime çekiyordum. Ufak tefek bir yapım olmasına rağmen, 75 kiloydum. Bunun sebebi ise, “şişmanlık düşüncelerine” sahip olmamdı.

İnsanların kilo konusunda sahip oldukları en yaygın düşünce, ki ben de buna inanıyordum, kilo almanın sorumlularının yiyecekler olduğudur.Bu işinize yaramayan inanıştır, hele benim şu an ki bakış açıma göre, zırvalamanın dik alasıdır! Yiyecekler alınan kilolardan sorumlu değillerdir. Yiyecekleri kilolardan sorumlu tutan düşüncenizdir, yiyeceklerin kilo almanıza sebep olmalarını sağlayan.Unutmayın, düşünceler her şeyin başlıca nedenleri, geri kalan ise, o düşüncelerin etkileriydi. Aklınızdan mükemmel düşünceler geçirirseniz, sonuç mükemmel bir vücut ağırlığı olacaktır.

Bütün bu sınırlayıcı düşünceleri kafanızdan atın.Siz yapabileceklerini düşünmediğiniz taktirde, yiyecekler kilo almanıza neden olamazlar.
Muhtemelen, at gibi yiyip hala zayıf kalan birilerini tanıyorsunuzdur. Bu insanlar büyük bir gururla;”Ne istersem yiyebiliyorum ve kilom hep aynı mükemmellikte kalıyor” diye ilan ederler;çünkü,Evren’in “Cin”i; “Dileğin benim için emirdir” der.

Sizin için mükemmel kiloyu ve bedeni kendinize çekmek için Yaratım Süreci’nin üç adımını kullanın:

1.Adım : İsteme

Kaç kilo olmak istediğiniz konusunda net olun.Beyninizde,sizin için mükemmel olduğunu düşündüğünüz o kiloya ulaştığınızda,bedeninizin görüntüsüne dair bir imge oluşturun. Mükemmel kilonuzda olduğunuzda çekilmiş resimleriniz varsa,onlara sık sık bakın. Böyle resimleriniz yoksa,sahip olmak istediğiniz gibi bir vücudun resimlerine de bakabilirsiniz.

2.Adım : İnanmak

Mükemmel kiloya ulaşacağınıza inanmalı ve zaten o kiloda olduğunuzu düşünmelisiniz. Bunu imgeleyip,öyleymiş gibi davranmalı, inanıyormuş gibi yapmalısınız.Kendinizi bu mükemmel kiloya dair dileğinizi gerçekleştirirken görmelisiniz.
Sizin için mükemmel olduğunu düşündüğünüz bu kiloyu bir kağıda yazarak, tartınızın üzerine yapıştırmalı, ya da hiç tartılmamalısınız. Düşünceleriniz,sözleriniz ve davranışlarınız, isteğinizle çelişmesin. Aktif kilonuza uygun giysiler satın almayın. İleride satın alacağınız kıyafetler olduğuna inanıp, onlara odaklanın.Mükemmel kiloya ulaşmak,Evren’,in kataloğundan bir şey sipariş etmek gibidir. Kataloğa bakın,mükemmel kiloyu seçin, siparişinizi verin ve size teslim edilsin.

Mükemmel vücut ağırlığına sahip olduğunu düşündüğünüz insanları araştırıp, onları takdir etmeyi ve içte içe övmeyi hedefiniz yapın. Onlara dair bilgi edinip, hayranlık duyarak, buna ilişkin duygular beslediğinizde, mükemmel kiloyu kendinize çağırırsınız. Fazla kilolu insanlar gördüğünüzde onları incelemeyin ve zihninizi hemen, sahip olduğunuz mükemmel vücut görüntünüze kaydırarak bunu hissedin.

3.Adım : Almak

Kendinizi iyi hissetmelisiniz. Kendinizden memnun olmalısınız.Bu önemli çünkü,içinde bulunduğunuz anda sahip olduğunuz bedenden dolayı kendinizi kötü hissedersiniz, mükemmel kilonuzu kendinize çekemezsiniz. Bedeninizden dolayı mutsuzsanız, bu etkili bir duygudur ve bedeninizden mutsuz olmayı çekmeye devam etmenize sebep olur.Bedeninize karşı eleştirel olduğunuz ve ona kusur bulduğunuz taktirde, daha fazla kiloyu bedeninize çekersiniz. Bedeninizin her santimetrekaresini övün ve kutsayın. Sahip olduğunuz mükemmellikleri düşünün. Kendinize dair kusursuzlukları düşündükçe, kendinizden hoşnut olacak, mükemmel kilonuzun frekansını yakalayacak ve kusursuzluğu çağıracaksınız.

Wallace Wattles, kitaplarından birinde yemek yemeğe dair harika bir ipucunu bizimle paylaşıyor ve yemek yerken, bütünüyle yiyeceği çiğneme deneyimine odaklandığımızdan emin olmamızı tavsiye ediyor.Aklınız yaptığınız işe verin ve besini yeme deneyimini duyumsarken, aklınızın başka şeylere kaymasına izin vermeyin.O an bedeninizin içinde varolun ve besini ağzınızın içinde çiğneyip yutarken duyumsadıklarınızın keyfini çıkarın. Bunu gelecek sefer bir şey yerken deneyin. Yemek yerken, bunu o an tüm varlığınızla yaşadığınızda, yemeğin lezzetine son derece yoğun ve olağanüstü bir biçimde duyumsarsınız, zihninizin başka yöne akmasına izin verdiğinizde ise,yemeğin tadı neredeyse yok olur. Yiyeceklerimizi, yeme deneyiminin keyfine tamamen odaklanmış olarak şimdiki zaman kipinde yiyebilirsek, aldığımız besinin bedenimizin içinde mükemmel bir biçimde sindirileceğine ve bedenimizin bundan alacağı sonucun kusursuzluk olması gerektiğine ben de inanıyorum.

Benim kendi kilolarıma dair hikayem böyle, 52,7 kg olan şu anki kiloma ulaşmamla ve ne yersem yiyeyim aynı kiloda kalmamla sonuçlandı.Bu yüzden siz de kendi mükemmel kilonuza odaklanmakta gecikmeyin!
UMARIM BUNLARI OKUYAN HERKES İSTEDİĞİ SONUCA ULAŞTIRIR KENDİNİ..


ALINTIDIR....

1 Comment:

Adsız said...

Merhaba,
Ben de Nil Gün'ün zayıflama ile ilgili CD'sini almıştım, DKZ ile uyumlu olabilir gibi görünmüştü, başkalarına bahsetmek ya da yanlarında dinlemek istemediğim için (tipik psikoloji :)) ve bir discman'im de olmadığı düzenli dinlemeyi başaramamıştım. Şimdi yeniden bu işe bir el atsam iyi olacak.. Bunu deneyeniniz var mı?