3 Aralık 2007 Pazartesi

ZAYIFLAMA DİYETLERİ ÇÖPE ( 1 )

Bugün DKZ yolculuğumuzda bize ışık tutan yazdığı kitaplarla yolumuzu aydınlatan Sn.Dr. Ozan Tunçer'in blogunda yer verdiği ve DKZ nin özeti şeklinde olan e-kitabı yayınlamaya başlıyoruz. Aslında okunsun diye link vermiştik ama belki böyle kısım kısım olursa okunma açısından kolaylık olur... Kendisine buradan tekrar teşekkür ederek yayınlamaya başlıyoruz.


NEDEN ZAYIFLAMA DİYETLERİ ÇÖPE ?


Çünkü zayıflama diyetleri şişmanlatıyor ve hasta ediyor.Kim ki kalkıp da, kilo sorunlarına zayıflama diyetleri ile çözüm bulmaya heveslenirse, daha bu girişiminin ilk anından itibaren, aklına hiç gelmeyecek bin bir çorabın ilk ilmeklerini başına örmeye başlıyor.Her şeyden önce bilinmesi gereken, diyetlerle verilen kiloların kaçınılmaz olarak ve artarak geri geldiği. Diyetçiler bu gerçeği gizlemek, göz ardı etmek için ellerinden geleni yapsalar da, diyet sıkıntılarına katlanıp... hafifledim, diye sevinenlerin yüzde 99'u bir süre sonra tartıda daha önce hiç görmedikleri kadar yüksek kiloların sevimsizce kendilerine göz kırpmasına tahammül etmek zorunda kalmanın moral çöküntüsünü yaşıyorlar.Diyet tuzağına düşenlerin ruh sağlıkları bu maceradan ağır yaralar alıyor. Kısıtlamalı Beslenme Süreci'ni psikolojik hasarsız atlatmak mümkün olmuyor.Beslenmelerine Kısıtlama Mikrobu'nu bulaştıranlar, her türlü önlemi alsalar bile vitamin ve mineral eksiklikleri yaşıyorlar, bedensel erken yıpranmanın tüm sonuçlarına katlanmak zorunda kalıyorlar.Ve işin cabası, kısıtlamaların gelip aile sofrasına, mutfağına çöreklendiği evlerde ne huzur kalıyor, ne düzen. Herkesin, diğerlerinin lokmalarının bekçiliğine kalkıştığı yuvalarda ne paylaşmanın sevinci, ne de bir masa etrafında toplanıp derdi, tasayı, sevinci ortaklaşa yaşamanın keyfi durabiliyor ayakta.Anne babadan biri, ya da ikisi birden... diyet yapacağım, incecik olacağım, sağlığımı koruyacağım... rüyaları görmeye başladı mı, farkına bile varmadan çocuklarını şişmanlatıyorlar, ya da çok daha kötü ama hiç de azımsanamayacak bir olasılıkla, yavrularını anoreksi, bulimi gibi çok ağır hastalıkların pençesine teslim ediveriyorlar.Sözün özü, ne ruh ne beden, ne de sosyal yaşam zayıflama diyetlerinin dayattığı açlığın, kıtlığın yıkıcı etkisinden kendini koruyamıyor. İşte sadece bir kısmını sıraladığımız bu nedenlerle, hiç tereddüt etmeden Zayıflama Diyetleri Çöpe, diyoruz.

BÜTÜN ZAYIFLAMA DİYETLERİ Mİ... İSTİSNASIZ HEPSİ Mİ ÇÖPE ?


Hepsi... tümü... tamamı... bilcümle Zayıflama Diyetleri Çöpe !Çünkü, hangi kılıfa sokulursa sokulsun, hangi janjanlı isimle pazarlanırsa pazarlansın ya da hangi allı pullu beslenme paketinin içine gizlenirse gizlensin, kilo kontrolü için seçilen yöntem zayıflama diyeti olunca sonuç kesinlikle değişmiyor.Kilolar artarak geri geliyor, diyetleri birbirine ekleyerek hayatlarını kendilerine zehir edenlerin ezici çoğunluğu giderek obezleşiyor, içlerinden minicik bir azınlık ise bakın ben nasıl beceriyorum diyetle ince kalmayı, diye gerinirken ya anoreksiya mentale, ya da bulimia nervosa'nın belirtileri dışardan görülmesin, anlaşılmasın diye olmadık sıkıntılara, anlatılamaz utançları yaşayarak katlanıyorlar.Binlerce diyet reçetesinin, yüz binlerce diyetçinin cirit attığı, her Allah'ın günü, dakika sektirmeden enselerimizde
“aman dikkat, yediğinize içtiğinize dikkat, aldığınız harcadığınız kaloriye dikkat, lokmayı ağzınıza götürdüğünüz saate dikkat, çatalınızın, tabağınızın büyüklüğüne dikkat, kiminle masaya oturacağınıza dikkat, su şişenizden 15 santimetreden fazla uzaklaşmamaya dikkat, çoluğunuzun çocuğunuzun lokmasına dikkat...”bozalarının pişirildiği traji-komik ve pek bi global dünyamızda bir tanrının kulu çıkıp da
“bakın ey ahali, benim diyetimle verilen kilolar geri falan gelmiyor, benim yöntemimle zayıflayan bir inceliyor pir inceliyor, bir daha da öyle yok yeniden şişmanladım, yok yeniden diyete ihtiyacım var, demiyor... verilip de bir daha geri gelmeyen kiloların reçetesi ve sırrı bende” demiyor... diyemiyor.İçlerinden bir teki bile, reçetelerinin geri tepmemesi açısından emsallerinden üstün olduğunu öne süremiyor.Sadece bu bile, insanlığın kulağına kar suyu kaçırmaya... diyetlerin ve beslenmede kısıtlamaların gerekliliği konusunda kuşkuların uyanmasına yeterli olabilirdi...Amma ve lakin, diyetçiler iş pazarlamaya geldi mi öylesine hünerli... ve dünyamızın dört bir köşesinde yazılı sözlü resimli cicili bicili medya organları diyet mesajlarını taşımada öylesine hevesli ki...İşin özü hep gümbürtüye gidiyor, bal damlayan diyetçi ağızlardan yayılan cümlelerin uğultusunda unutuluveriyor:
“Benim diyetimle zahmetsizce kilo verin... yok siz benim diyetimle aç kalmadan kilo verin... benimkiyle hızlı verin... benimkiyle yavaş... benimkiyle sağlıklı... benimkiyle bilimsel... bilinçli... hipnozla... akupunktur iğneciklerimle şişlenerek... kiiiiişiiiye özel... tarih öncesi insanı gibi... fark etmeden... Girit'li çoban misali...”Laf bol, Yağ Pazarı'ndan eve kepekli ekmek parası götürmeye hevesliler kalabalık... gel gelelim netice aynen sabit: Diyetle verilen, artarak geri geliyor !!!



Bir sonraki :ZAYIFLAMA DİYETLERİ İLE VERİLEN KİLOLARIN ARTARAK GERİ GELDİĞİNİN DELİLİ, ISPATI VAR MI ACABA ?

Kaynak : Dr.Ozan Tunçer Web Sitesi :http://drozantuncer-zdc.blogspot.com/